DİKKAT: KONFORUNUZ BOZULABİLİR.
Derinleşen gelir dağılımı adaletsizliği, kitlelerin alım gücü ve güvencesizlikleri arasındaki açılan makas gibi bizim yüzümüze çarpan durumlar, bazılarının hayatının çok uzun zamandır gerçeği.
Derin yoksulluğun bir insan
hakları ihlali olduğunu bilen , “kaderi böyleymiş” diye geçiştirilemeyecek
kadar ciddi bir problem olduğunun farkında olan biri olarak ben de bu yıl
katılacağım 3. İstanbul Maratonunda Derin
Yoksulluk Ağı için koşacağım.
Derin yoksulluk gözümüzü
kapatamayacağımız bir gerçeklik, uygulanmayan ya da uygulanması tercih
edilmeyen sosyal hizmet akışının sonucudur. Sistemler düzelene kadar bu
sorunların yarattığı sorunları çözmeye çalışmak, görünür hale getirmek bizlerin
sorumluluğundadır.
Bunu okuyan arkadaşlarımın normalde
fark etmeden harcadıkları kahve, sigara, dış mekan yemekleri harcamalarından
ufak bir pay ayırmalarını rica ederek sözü derneğin kurucularından Hacer Foggo’ya
bırakmak isterim;
“Sokakta gördüğümüz insanı
yoksul diye adlandırmak bile dışlamak. Oturduğumuz yerden niye bu kadar çok çocuk
yapmış, neden erken evlendi, bilmem ne partisine oy veriyor, bu bir sistem sorunu gibi klişe laflar ediyoruz.
Yoksulluk bir sistem sorunu evet, ama sistemin değişmesini mi bekleyeceğiz? Yoksullukla
ilgili çok konuşan, bu kapitalizm sorunudur diyen insanlar mama alarm taktıklarına
ne diyorlar? Mamaya alarm takılması o düzenin gerçekliğini arkasındaki kötülüğü
de gösterir. Kimse mamaya alarm takıldı diye ayağa kalkmadı ama patates soğan
dağıtıldığında herkes konuşmaya başladı.”*
*(Femfikir: Türkiye’nin derin yoksulları)