Adına bir eğitim bursu verildiğini duysa, biraz şaşkın, biraz mahcup ama her zamanki şakacılığıyla "Bursa adını verecek bir başkasını bulamadınız mı lan?" diyebilirdi Mustafa Turgut. Zira hikayelerin başrolü olduğunu bilse de, bunu bilmiyormuşçasına yaşayacak, adımlarını ona göre atacak kadar alçak gönüllüydü. Öğrencisinden öğretmenine, çalışanından kedisine Cağaloğlu'ndan her kim geçmişse derdini ona anlatır, bir çözüm alırken kısılan gözler ve gülen bir yüz eşliğinde o cümleyi de elbet duyardı : "Yaparııız, rahat ol!" Biz de Mustafa Turgut'un "yaparızlarına" kulak asmış olacağız ki, bu bursun bir gün onun CAL'lı çocuklarıyla buluşacağını biliyorduk ve hep bir yerlerde yaparız, hallederiz diyorduk. Yaptık, onun dünyaya gözünü açtığı günde bu haberi sizinle paylaşırken gözlerimiz onunki gibi ışıl ışıl.